Biliyorsunuz, 30 Mart 2014
tarihinde Türkiye genelinde yerel seçimler yapılacak. Geçtiğimiz günlerde
Yüksek Seçim Kurulu başkanı ülke içinde ki seçmen sayısını 52 milyon 721 bin
589 olarak açıkladı.
Son yıllarda kırsal
kesimdeki insanlar kadar olmasa da büyük şehirlerde yaşayan insanlar da
siyasetle eskisinden daha fazla ilgilenmeye başladılar. Çünkü ülkenin içinden
geçtiği süreç, siyasi gerilimlerin toplumsal yaşama, iş hayatına ve ekonomiye
etkisi insanları kaçınılmaz olarak bir siyasi bilinç edinmeye itiyor.
Büyüklerimizin Anadolu’da kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımız ile ilgili
söylediklerinin aksine büyük şehirlerdeki insanlar da tıpkı 1980 öncesinde
olduğu gibi bir siyasi uyanış, oy kullanma hakkının kutsallığının bilincine
varma süreci yaşıyorlar. Hemen herkes işyerinde, yolda, özellikle de sosyal
medya araçları üzerinden siyaset yapmaya başladı. Bu önemli bir gelişme. Çünkü
demokrasinin vazgeçilmez şartı, demokrasi kültürüne sahip olan ve ona sahip
çıkan vatandaşlardır.
Sevindirici olan, takip
edebildiğim kadarı ile 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nde insanlar mutlaka oy
kullanmaları gerektiğinin bilincindeler. Bunu sanırım sizler de kendi
gözlemleriniz ile onaylayacaksınız. İnsanlar sandık seçmen listelerini
internette çeşitli siyasi partilerin verdikleri linkler aracılığı ile kontrol
ediyorlar. Hatta bununla da yetinmeyip ya bizzat kendileri veya yakınları
muhtarlıklarda asılı olan sandık seçmen listelerinde isimlerini bulmaya
gidiyorlar. Daha önceki senelerde oy kullanmadığını bildiğim hatta oy kullansa
bile boş ya da geçersiz oy attıklarını söyleyen insanların bu seçimlerde
mutlaka oy kullanacaklarını dile getirmeleri önemli bir gelişmedir. Görünen o
ki insanlar bu seçimleri sanki bir genel seçim yapılıyormuş gibi ciddiye
almaktalar. Bunda da hiç haksız değiller.
Bu yerel seçimlerde oy
kullanmak çok önemlidir. Oy kullanmayan insanlar çoğunlukla oy vermeye değer
bir siyasi parti olmadığını öne sürmekte, hepsinin birbirinin aynı olduğunu
iddia etmektedirler. Oysa ki her ne olursa olsun, her insanın düşünce yapısına (ama
az, ama çok) yakın bir siyasi parti, asgari müştereklerde onay verebileceği bir
siyasi parti mutlaka vardır. Ve matematiksel gerçek, oy kullanmayan insanın,
mevcut seçim sisteminin de etkisi ile belki de oy vermediği partiler arasından
kendisine en uzak politikaları temsil eden siyasi partinin iktidara gelmesine
katkıda bulunduğudur. Son genel seçimlerde sadece oy kullanmayanların sayısı 6
milyon 451 bin 267’dir. Geçersiz oyların sayısı ise 970 bin 242’dir. Yani yaklaşık
7,5 milyon seçmen, başka bir deyişle toplam seçmen sayısının neredeyse 15%’i
(son genel seçimlerde toplam seçmen sayısı 50 milyon 189 bin 930 idi).
Bildiğiniz gibi iktidar
partisinin 50% söylemi var çünkü son genel seçimlerde oyların 49,8%’ini
aldıklarını tekrar edip duruyorlar. Yanlıştır. Matematik açıdan yanlıştır.
Tamamen siyasi bir propaganda amacı ile bu 50% söylemini tekrar edip
durmaktadırlar. Aslında GEÇERLİ OYLARIN 49,8%’ini almışlardır. TOPLAM SEÇMEN
SAYISININ 42,5%’ini almıştır iktidar partisi. Spekülasyona gerek yok ama bir
çok kişi oy kullanmayan kişilerin büyük çoğunluğunun iktidar partisinin seçmeni
olmadıklarını iddia etmekte, buna inanmaktadır. Eğer bu oy kullanmayan
seçmenler diğer siyasi partilere oy vermiş olsalardı şu an iktidar olan parti
belki tek başına iktidar olamayacaktı. İktidar olsa bile bugünkü ezici
parlamento çoğunluğuna sahip olamayacaktı.
Bu bilgileri paylaştıktan
sonra kafalarda oluşan mesaj açık ve net olmalıdır. Her ne olursa olsun, insanlar
seçimlerde mutlaka oy kullanmalılardır.
Söz konusu olan yerel
seçimler olduğu için de yine matematik düşünmek gerekir. Bunun için şu
soruların cevapları konusunda bireyin net olması gerekmektedir.
Hangi partiyi
destekliyorsun?
Hangi partinin kazanmasını
kesinlikle istemiyorsun?
Kazanmasını istemediğin
partinin karşısındaki en güçlü parti hangisi?
Yerel seçimler, genel
seçimlerden farklıdır. İnsanlar yaşadıkları ili ve ilçeyi 4 yıl süre ile
yönetecek kişiyi seçerler. Partizan düşünceler genellikle ikinci plana itilir.
Bu seçimlerde de böyle olması gerektiğine inanıyorum. Kendi adıma yapacağım
şeyi söyleyeyim.
Desteklediğim siyasi
partinin yaşadığım ilde ve ilçede belediye seçimlerini kazanması mevcut siyasi
ortamda imkansız. Bunu rahatlıkla görebiliyorum.
Ancak yaşadığım ili ve
ilçeyi yöneten belediye başkanları aynı siyasi partiden ve ben bu siyasi
partinin bir kez daha yaşadığım il ve ilçede seçimleri kazanmalarını
istemiyorum. Öyle ise matematik düşünmeliyim, ben de öyle yapacağım.
Kazanmasını istemediğim siyasi partinin karşısındaki en güçlü siyasi partinin
hem il ve hem de ilçe belediye başkan adaylarına oy vereceğim. Kendi partime
olan desteğimi de il genel meclisi ve ilçe belediye meclisi üyelikleri
seçimlerinde onun il genel meclisi ve belediye meclisi adaylarına oy vererek
göstereceğim.
Yapacağım bu oy kullanma
şeklinin de matematiksel bir gerçeklik olduğunu düşünüyor ve inanıyorum.
Matematik sosyal bilimler
gibi değildir.
Her zaman 2 kere 2, 4’e eşittir
değerli dostlar.
Mutlaka oy kullanın.
ÇETİN
TAŞ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder