![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7yYFCeSk7m39wAsTRNM2wklweXxslASP0qIa8Ry3pF1T48GbAwDgrcHi1RQUo-k4hIZba1uk7SoagmX9tvmIO_0TnY0C7dv7KvgEr71gzKrfc3JZbjrHlgziyCH2ODlm9zkXf3MClIf5J/s1600/1.JPG)
1974 yılında, sistematik olarak süre gelen Kıbrıs’taki Türk
azınlığın yıpratılması ve katliamlarla
bezdirilmesi politikasına artık bir dur demek gerekmekteydi. Ancak
egemen güçler bütün olan bitene rağmen bu zu
lmün
bitmesine izin vermiyordu. Türk halkı artık buna dayanamayacak durumdaydı fakat
şanslıydılar; bu konuda karar alabilecek bir liderleri vardı: Efsane Ecevit.
ABD’nin tüm dayatmalarına rağmen Yunanistan’ın adayı ilhak etmesi üzerine karar
verildi. İki etaplı bir planla, Türkiye garantör devlet olmanın getirdiği
hukuki hakla adaya müdahale etti. Artık fiili olarak Türkiye yavru vatanı
kucaklamış, soydaşlarımızı koruyabilmişti. Bu ise ne ABD’nin ne de İngiltere
başta olmak üzere diğer devletlerinin işine gelmemişti. Bu dönemde petrol
fiyatlarının ani ve aşırı artışı Türkiye gibi halen enerji bağımlısı olan bir
ülkede ayrıca şok yaratmıştı. Ayrıca, ABD bu arada bir yandan haşhaş ekim
alanlarının daraltılmasını istiyor ve ambargo sopasını gösteriyordu. ABD,
sözünü dinlemeyen Türkiye’yi ilave olarak silah ambargosu ile cezalandırdı. İncirlik
üssünün varlığını stratejik olarak değerlendiren ABD, devam edegelen
Ortadoğu’daki gerginlikler nedeniyle (68 Arap İsrail savaşı, 72 Münih
Olimpiyatları katliamı vb.) bu karar yeniden ele alındı ve ambargo kaldırıldı.
(Meraklısına not :
Bu arada Petlas neden kurulmuştur bir
araştırın. Devlet neden lastik üretti?)
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgpbFU7Z1q_KfldzpGGyARZBsn5gOuqqe3Ke25Ni4t15ND2urAOH8hkE2jn6TW_7xkOn3ayXT4KC32nIFBFi4FKGdlHcg1wAa7PcFAsYvuqS6mIp8FcacrE3JFTQ0VYDNVaJGWPjbvyyK96/s1600/2.JPG)
Ada harekatından tam 25 yıl sonra 1999 yılında azınlık
hükümeti ile iktidara gelen Ecevit, elbette ABD tarafından şahin, yani Türk
çıkarlarına -günümüzde göremediğimiz ölçüde- sahip çıkan bir siyasetçi olarak
biliniyordu. Irak’ı tekrar işgal etmek isteyen ABD (ki ilk işgalin neden yarıda
bırakıldığı çok iyi anlaşılmaktadır) niyetini usulünce Ecevit’e sordu. Ecevit
ise komşuların dost olması gerektiğini bildiği için bu işe sıcak bakmadığını iletti.
ABD baktı ki bu hükümete rağmen bu çıkartmayı yapmak zor ve masraflı olacak,
Ecevit’i düşürmek için planı uygulamaya koydu. Öncelikle dolar çıpa yöntemi ile
ekonomik iyileşme planlayan Türkiye’nin bu planına çomak soktu. Anayasa
kitapçığı bahanesi ile piyasalardaki dengeyi bozdu. Her nasılsa sonradan
siyasete girip ayrılacak olan Kemal Derviş’in ekonomiden sorumlu olarak ülkeye
gelmesi sağlandı. Sağlık problemleri olan Ecevit’in durumu ile koalisyonun
parçalanması sağlanarak bir Amerikan projesi olan AKP’nin iktidara gelmesi
sağlandı. Öyle ki Irak’a ilk fezlekede izin vermeyen Türkiye’den öcünü meşhur
çuval olayı ile aldı. Ne ilginçtir aynı günlerde Cola Turka çıkarılıyor ve reaksiyon
olarak gelişen milliyetçi damarla satış rekorları kırıyordu. Sahipleri ise 10
sene sonra ülkenin en zenginleri listesinde bir numara oluyordu. Gelen manüple
iktidar ise son Çin füze ihale sonucuna kadar cici çocuk rolünü hakkıyla
oynuyor ve ABD senatosu İran ambargosunu delmesine bile göz yumuyordu.
Görüldüğü üzere hem Ecevit hem de Türkiye iki kez
cezalandırılıyordu. Sürece bakarsak ve matematiksel olarak modellrsek 2025
yılında da bir müdahale olabilir ve buna o günlerde dayanacak ekonomik
gelişmeyi sağlamak durumundayız.
Son söz : Ayı ile yatağa gireceksen hazırlıklı olacaksın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder