Etiketler

17 Mart 2014 Pazartesi

ARSEN LÜPEN HERLOCK SHOLMES’E KARŞI



Maurice Leblanc, 1864 yılında Rouen'de varlıklı bir ailenin oğlu olarak doğduğunda Sir Arthur Conan Doyle ile benzer bir kaderi paylaşacağından elbette ki habersizdi. Kariyerine Paris'te hukuk okuyarak başlasa da, kısa bir süre sonra Figaro, Gil Blas. Echo de Paris gibi ünlü gazete ve dergilerde yazmaya başlamıştır. Çok sayıda roman ve öyküsü olan Leblanc'ı edebiyat dünyasının ölümsüzleri arasına sokan kahramanı ise yaratıcısından daha ünlü olmayı başarmıştır. Tıpkı Conan Doyle'un Sherlock Holmes'dan şikayet etmesi gibi, Leblanc da Arsen Lüpen'in kendisini yönlendirdiğinden yakınmıştır. Lüpen ve Holmes'un yolları yalnızca yaratıcılarını gölgede bıraktıkları için kesişmez, ikili birbirlerine rakip olurlar. Hem de iki kez.
Leblanc'ın Holmes'u özgün karakterden biraz farklı. Lüpen'in neşeli, kibar ve umursamaz tavırlarına karşılık Sholmes (telif hakları nedeniyle isimde yapılan zorunlu bir değişiklik) asık suratlı, şiddete eğilimli ve benmerkezci olarak tasvir edilmiş. Dr. Watson ise Wilson’a evrilirken bir yan kahraman olmaktan çıkıp gereksiz bir eklentiye dönüşmüş. Her iki hikayede de aksiyonun hemen başında ağır şekilde yaralanarak sahneden kayboluveriyor. Hazır fırsat bulmuşken bir Fransızın bir İngilizden ufak bir intikam almasını hoş karşılamak lazım. Ancak Leblanc hikayede oldukça adil davranmış; iki kez karşılaşan kahramanlarımız ikişer galibiyet alıyorlar. Kişisel fikrimi sorarsanız, yazarlık yarışmasında Doyle fersah fersah ileride ama Leblanc'ın romanı da gayet akıcı bir şekilde okunabiliyor. Elbette Sir Conan'ın müthiş olay örgüsünü aramamak lazım. Leblanc’ın kendine özgü anlatımı ve temposu Arsen Lüpen’i halen canlı tutan öğeler olarak karşımıza çıkıyor. Arsen Lüpen Herlock Sholmes’e Karşı, hoş zaman geçirmek isteyenlere tavsiye edebileceğim bir kitap.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder