Etiketler

30 Aralık 2013 Pazartesi

Sosyal Medyanın Geleceği


Sosyal medyanın lideri durumundaki, bir milyarın üzerinde kullanıcısı ile Facebook, dev ve kurumsal bir bilişim şirketi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir. Bu ilermeyi halka arz yoluyla ve Instagram gibi diğer sosyal medya şirketlerini bünyesine katmasıyla hızlandırmış görünüyor.

Facebook gibi sosyal medya ortamları arkadaşımın arkadaşı (small network) mantığını kullandığından başlangıçta hiç düşünmediğiniz insanların hayatınızla ilgili bilgilere erişimini sağlamaktadır. Bunun yanısıra profilinizin açık olması durumunda isteyen herkes hakkınızda bilgi alabilmektedir. Bu fikir ilk çıktığı zamanlarda “harika” olarak görünmüştü. Ancak bugün sosyal medyayı arkadaşlar arası bir ağ olmaktan çıkarıp, pazarlamacıların, insan kaynaklarının, reklamcıların ve hatta istihbarat örgütlerinin kullandığı bir ağ haline getirmiştir.

Bunun sonucu olarak özellikle genç nüfus arasında Facebook kullanımı daha çok zorunluluk haline gelmiş gibi görünüyor. Kullanıcılar Linkedin'de nasıl iş dünyasına yönelik bir profil oluşturma kaygısı taşıyorsa Facebook'da da aile ve arkadaş çevresine yönelik aynı kaygıyı duymaya başlıyorlar. Profil resmi üzerinde düşünüp taşınıyorlar, düşüncelerini, yaptıklarını paylaşmakta filtre uyguluyorlar, dikkatli davranıyorlar. Çünkü anne, babalar çocuklarını buradan takip ediyor, yeni bir işe girmek istediğinizde insan kaynakları Facebook'daki zaman tünelinizi inceliyor ve kişiliğiniz, yaşam tarzınız hakkında ip uçları arıyor. Bunun yanısıra devletlerin bu tür sosyal ortamları vatandaşları hakkında bilgi edinmek için kullandığının ortaya çıkması da kullanıcıları etkilemektedir.

Dolayısıyla Facebook'un geleceği Linkedin'e benzeyecek gibi duruyor. Çok büyük bir dünya devi olacak belki ama o eski çekiciliği kalmayacak ve daha resmi bir içerik kazanacak.

Peki kullanıcılar paylaşımlarını yapmaktan tamamen vazgeçtiler mi? Bu sorunun cevabı Whatsapp, Snapchat ve Zello gibi uygulamaların indirilme sayılarındaki patlamada bulunabilir. Bu uygulamaların ortak özelliği, kullanıcıların kendi seçtikleri, sınırlı sayıdaki kullanıcılarla güven hissettiren bir ortamda paylaşım yapmalarını sağlamalarıdır.

Şimdilik “daha güvenli” olduğu düşünülen bu sınırlı özel ağ uygulamaları giderek artan bir sayıda kullanılmaya devam edecek. Ta ki bir çalışan çıkıp gerçekleri açıklayana kadar ...

Metin Turan

28 Aralık 2013 Cumartesi

Gemicik ile Romorkörcük…Ya da 2 ve 3’ün konumlanmaları üzerine


Adam 32 yaşında.


Rahat.


Hayatı boyunca hiç sıkıntı yaşamamış.


Çocukluğundan itibaren bir eli yağda, bir eli balda büyümüş. Zaten babasının arkadaşları eğitimini üstlenmiş. O kadar ki birçoklarının tersine önce evlenmiş, sonra da eşini yanına alarak Amerika’ya yerleşmiş ve üniversite eğitimini tamamlamış. 
 

İlk iş deneyimini yine yurtdışında Dünya Bankası çalışanı olarak yaşamış, 3 aylık stajın ardından. Babacığının bu işte ne kadar katkısı olmuştur, bilemeyiz. 
 

Ama hayatının hiçbir döneminde ekmek parası kazanma derdi olmamış.
 

İş aramamış. 
 

Ay sonunu nasıl getireceğim?” diye düşünmemiş. 
 

Hatta ülkesinde her sağlıklı erkeğin yapmakla yükümlü olduğu askerlik görevini bile 21 gün bedelli olarak yapmış. 
 

Çünkü o önemli adammış. 
 

Çünkü onun vakti askerlik gibi “önemsiz” bir işte harcanamayacak kadar kıymetliymiş. 
 

Bu nedenle gencecik yaşta gıdadan altına, kuruyemişçilikten kafe işletmeciliğine bir çok işte çok “başarılı” olmuş. 
 

Gemicik sahibi olmuş.


Başarı” hikayesi gün gelmiş, savcıların da dikkatini çekmiş olmalı ki ortalık ayağa kalkmış.


***


Adam 23 yaşında.


Dar gelirli bir ailenin çocuğu olarak Malatya’da doğmuş.


Hayat şartları ailesiyle birlikte onu İzmir’e, Bayındır’a getirmiş.


Kıt kanaat geçinen bir ailenin çocuğu olarak sıradan bile olmayan bir hayat geçirmiş.


Ailesi dağılmış. Annesi ve babası boşanmışlar.


Bayındır Endüstri Meslek Lisesi’nden mezun olduktan hemen sonra da vatani hizmetini yapmak istemiş. Deniz Kuvvetleri’nde askerlik görevini yapmaya başlamış.


Kader ona “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” diyen adamın oğluna güldüğü gibi gülüp bir gemicik vermemiş. Ama Alaybey Tersanesi’nde ki bir romorkörcükte yan gelip yatırıp, rütbelerin en büyüğü olan şehitlik rütbesine eriştirmiş onu.
 

Yavuz Arslan ışık olmuş.


ÇETİN TAŞ